18 Mart 2008 Salı

Ak Parti'den kapatma esprileri!

AK Parti'nin dünkü olağanüstü grup toplantısında kapatma davası espri konusu oldu.
AK Parti'nin dün yapılan olağanüstü grup toplantısında espriler birbirini kovaladı. Milletvekilleri en çok iddianamedeki yasaklı listesini konuştu. Bazı bakanlar, MKYK üyeleri, milletvekillerinin bir bölümünün listeye niye alınmadığı konusunda fikir yürütüldü. Bunun üzerine, ilk ona girenler tek tek sayılınca, AK Partililer, "Top 10" diyelim" esprisi yaptı. HOCAM SENİ DE ŞERİATÇI YAPTILARSA... Bazı vekiller, İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül'e, "Zafer Hoca, sizi de şeriatçı yaptılarsa artık" diye takıldılar. Görme engelli İstanbul Milletvekili Lokman Ayva'ya vekiller, "Lokman, bu durumu nasıl görüyorsun" diye takıldı. Ayva da, "Hiçbir şey görmüyorum" dedi.
ÇİÇEK LİSTEDE YOK
İddianamenin temelini oluşturan türban teklifindeki ilginç bir boyut, iddianameyle ortaya çıktı. Türbanla ilgili Anayasa paketi ve çene altı tanımını içeren YÖK Yasası’nın Ek 17. maddesiyle ilgili hazırlığına katılmayan iki Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ile Nurettin Canikli’nin de yasaklanması istendi. İki grup yöneticisi, Ek 17. madde teklifinde imzaları bulunduğu için suçlandı. Ancak aynı teklifin mimarlarından olan Cemil Çiçek, listede yer almadı. İMZA VERMEDİ
Başsavcı’nın tavrının, maddi bir hukuksal temele dayandığı anlaşıldı. Çene altı tanımının mimarlarından Çiçek, kendi hazırladığı teklife imza atmamıştı. Cemil Çiçek’in akrabası, Yozgat Milletvekili Mehmet Çiçek’in adının bulunması ise AKP’de espri konusu oldu. Bazı milletvekilleri, "Herhalde Başsavcı ’Aynı sülaleden bir kurban yeter’ diye düşünmüş" dedi.

Ülkücü gençliğe talimat verdi



MHP Lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada ülkücü gençliği yaklaşan Nevruz konusunda uyardı. Bahçeli DTP'nin Kürt sorunu olarak tanımladıkları sorun için "Yeter artık" sloganıyla Nevruz için afişler bastırdıklarını söyledi ve "Nevruz'u bir kurtuluş gibi gören terör güdümündeki bölücü mihrakların sokaklara çıkacakları geçmiş tecrübelerle sabittir" dedi.

VAKUR DURUŞUNUZU KORUYACAKSINIZNevruz'da bölge halkı tahrik edilecek ve izinsiz sokak gösterileriyle, gerginlik ve şiddet eylemlerine yol açılacak diyen Bahçeli ülkücü gençliği uyardı. Bahçeli şunları söyledi: "Ülkücü gençliğe sesleniyorum. Türkiye, gerginliğe sürüklemek isteyenler tarafından için bir kez daha oynanan bir ihanet oyununa sahne olacak. - Bu oyuna gelmeyeceksiniz. - Sokak çatışmaların tarafı olmayacaksınız - Tahrikler ne kadar ağır olursa olsun sukünetini ve vakur duruşunuzu koruyacaksınız."

Erdoğan'a bir sürpriz de evinin önünde



Başbakan Erdoğan, Üsküdar Emniyet Mahallesindeki evine geldiğinde de çok sayıda komşusu ve vatandaşlar tarafından karşılandı.

Erdoğan, burada yaptığı konuşmada da bugün Çanakkale'de binlerce vatandaşla bir araya geldiklerini belirterek, burada bağımsızlık ve istiklal mücadelesinin coşkusunu yaşadıklarını söyledi. Atatürk Havalimanı'nda kendisini binlerce İstanbullunun karşıladığını ve bundan büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Erdoğan, mahallesine geldiğinde de komşularının kendisini karşılamasından duyduğu mutluluğu dile getirdi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Vatan, millet bizim. 'Tek bayrak' dedik, yola çıktık. 'Tek devlet' diyerek yola devam edeceğiz. Demokrasi kolay bir mücadele değil. Demokrasi mücadelesinde ne kadar ileri giderseniz, ekonomide de o kadar başarılı olursunuz. Demokraside ne kadar başarılı olursanız, sosyal devlette de o kadar başarılı olursunuz. Biz kimsenin hakkını yedirmedik. Şu anda da aynı kararlılıkla yola devam ediyoruz. Sakin olun. Bizim kimseye kinimiz, garezimiz yok. Yaradandan ötürü yaratılanı seviyoruz. Bizi sevmeyen, nefretle bakanlar olabilir. Herkes görevini yapıyor. Bunu böyle bilin. 'Kim bunlar?' diye sorarsanız, bunlar sizden imtiyaz isteyenler. Biz birilerine imtiyaz için gelmedik. Biz adalet için geldik. Bizim için imtiyaz millet içindir. Onun için daha ileri demokrasi istiyoruz. Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne böyle çıkacağız. Yolumuza devam edeceğiz.'' Başbakan Erdoğan, daha sonra vatandaşlara teşekkür ederek, evine girdi.

Meclis'te 'çiçek sulama' polemiği




TBMM Genel Kurulu'nda, AK Parti hakkında açılan kapatma davası damga vurdu. Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in başsavcıyı tebrik etmesine, AK Partili vekillerin cevabı farklı oldu.

TBMM Genel Kurulu'nda, AK Parti hakkında açılan kapatma davasına ilişkin ilginç tartışmalar yaşandı. Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, davayı açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nı tebrik ederken, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Kamer Genç'e, "İngiltere'de bir bakan, başkasının bahçesinde çiçek sularken tespit edilmiş, istifa ediyor. Birilerinin bahçesinde çiçek sulayan insanların aynı erdemi göstermelerini istiyorum" sözleriyle karşılık verdi. TBMM Genel Kurulu'nun haftalık çalışma programına ilişkin Danışma Kurulu önerisi Genel Kurul'da oylanarak kabul edildi. Danışma Kurulu önerisine göre TBMM Genel Kurulu bugün saat 19.00'a kadar çalışacak. Genel Kurul, yarın ve Perşembe günü ise 14.00-20.00 saatleri arasında çalışacak. AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Tekelioğlu ve MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'ın 'EXPO 2015 İzmir Yönlendirme Kurulu'nun Her Türlü Mali Faaliyetleri ve Bunların Denetimine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Kanun Teklifi' gündemin ön sırasına çekildi. TBMM Genel Kurulu Perşembe günü ise, CHP Grup Başkanvekilleri'nin verdiği Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak operasyonu konusunda genel görüşme açılmasına ilişkin önergenin öngörüşmelerini yapacak. Bu arada, Danışma Kurulu önerisi aleyhine konuşan Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, AK Parti hakkında kapatma davası açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'yı kutladı. Genç, "Başsavcıyı tebrik ediyorum. Bu iyi savcılar oldukça böyle keyfilikler yapanların içine korkular düşer. Kimse suç işleyemez. Suç işleyenler bunun bedelini öder" dedi. Önerinin lehine konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ise, AK Parti hakkında açılan kapatma davasıyla ilgili ilginç değerlendirmelerde bulundu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya'nın, davayı açmak için Cuma günü saat 16.35'i beklediğini kaydeden Elitaş, "Niye? Piyasalarda çok önemli dalgalanmalar olabilir, piyasalar bundan zarar görmesin diye piyasaların kapandığı tarihi bekliyor" diye konuştu.
Başsavcının, 22 Temmuz vatandaş tarafından sandıkta ibra edilmiş, yüzde 47 oy almış bir partinin kapatılmasıyla ilgili sadece gazete haberleriyle, dedikodu ile ortaya çıkarılan iddianameyle yaptığı başvurunun neticesinin, dün piyasaların önemli bir şekilde dalgalanmasıyla alındığını ifade eden Elitaş, medyada yer alan haberlerin, Türk milletinin cebinden 20 ila 35 milyar dolar çıktığını ortaya koyduğunu belirtti. 19 Şubat 2001'de bir anayasa kitapçığının fırlatılmasıyla insanların servetlerini döviz cinsinden yarı yarıya kaybettiğini dile getiren Elitaş, ancak bugün güçlü bir iktidar olması, bütün sivil toplum örgütlerinin, iki tane siyasi parti hariç tüm partilerin AK Parti'ye destek vermesi sayesinde Pazartesi günü çok önemli bir zıplama beklenen piyasalarda beklenen olumsuzlukların ortaya çıkmadığını ve bugün tekrar durulma noktasına geldiğini anlattı.

Bu gece Mevlid Kandili



Peygamber efendimizin doğum günü olarak kutlanan Mevlid Kandili için Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu açıklama yaptı.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Mevlid Kandili'nin Hazreti Muhammed'in sunduğu bütün değerleri ve yol gösterici öğütlerini anlama ve bu anlayışla yaşama ve yenilenme zamanı olduğunu belirtti.


Bardakoğlu, "O'nu (Hazreti Muhammed) sevmek ve örnek almak, yalın bir taklit ve sünnetinin belirli şekillere hapsedilmesi değil, sünnetinin ve siretinin bütün yönleriyle tanınması, insanlığın huzur ve mutluluğu için yaptığı çağrının güncelleştirilerek hayatımıza yansıtılması, güzel ahlakının ve öğretilerinin davranışlarımızın mihveri ve rehberi yapılmasıdır" dedi. Bardakoğlu, yarın kutlanacak Mevlid Kandili nedeniyle yayınladığı mesajda, "Milletin ve bütün İslam aleminin her yıl yeni bir heyecanla Allah'ın bütün insanlığa rahmet elçisi olarak gönderdiği ve peygamberler zincirinin son halkası olan Hazreti Muhammed'in getirmiş olduğu ilahi mesajı anlama, ortaya koymuş olduğu eşsiz örnek ahlakını özümseme, O'na duyulan engin ve içten sevgiyi gönüllerden sözlere ve toplumsal bilince aktarma düşüncesiyle asırlardır O'nun dünyaya gelişinin Mevlid Kandili olarak kutlanmaktadır" dedi.


Hazreti Muhammed'i en iyi biçimde tanıtan Kuran'ın, onun hayatını "yaşanabilir en güzel model" olarak takdim ettiğini ve kendisinin örnek alınmasını istediğini vurgulayan Bardakoğlu, "O, "bizim içimizden bize gelmiş' (Tevbe, 9/128) ve "alemlere rahmet olarak' (Enbiya, 21/107) gönderilmiş bir elçidir. "İçimizden biri' olması, O'nun örnek olmasının imkanına işaret içindir. Ancak unutulmamalıdır ki, örnek almak için örnek alınacak şeyin doğru anlaşılması gerekir. Doğru bilgi olmadan anlamaktan söz edilemez" dedi. Bardakoğlu şunları kaydetti: "Onu sevmek ve örnek almak, yalın bir taklit ve sünnetinin belirli şekillere hapsedilmesi değil, sünnetinin ve sbütün yönleriyle tanınması, insanlığın huzur ve mutluluğu için yaptığı çağrının güncelleştirilerek hayatımıza yansıtılması, güzel ahlâkının ve öğretilerinin davranışlarımızın mihveri ve rehberi yapılmasıdır. O Rahmet Peygamberi, "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçek manada iman etmiş olamazsınız' buyurarak birbirimizi sevmeyi imanın bir gereği olarak ifade etmiş, sevgi ve imanı toplumsal barışın temel direği yapmıştır." Bardakoğlu, Mevlid Kandili'nin, "Hazreti Peygamber'in sunduğu bütün değerleri ve yol gösterici öğütlerini anlama ve bu anlayışla yaşama ve yenilenme zamanı" olduğunu ifade ederek, bu değerleri fark etmek ve onları bir davranış bilincine ve yaşanan bir hayat haline getirebilmenin, dindarlığın temel hedefi olması gerektiğini belirtti.

Direksiyon başında kalp krizi geçirdi



Taksim'de aracı ile seyir halindeyken kalp krizi geçiren sürücü, bariyerlere çarparak ağır yaralandı.
Edinilen bilgiye göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) ait 34 JDN 35 plakalı aracı ile Taksim Meydanı'na doğru ilerleyen Kadir Ak (33) isimli belediye görevlisi, seyir halindeyken kalp krizi geçirmesi sonucu direksiyon hakimiyetini kaybederek bariyerlere çarptı. Çevredeki vatandaşların olayı polis ve ambulans ekiplerine haber vermesiyle olay yerine gelen ekipler, Ak'a ilk müdahaleyi olay yerinde yaptı. Sağlık ekipleri Ak'ın kalp krizi sonucu direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve sonrasında bariyerlere çarptığını tespit etti. Sağlık görevlileri tarafından araçtan çıkartılan Ak, Taksim İlk Yardım Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı.

Ahmet hakan' kendi programında fırça



'Tarafsız' Ahmet Hakan'a sert çıkış
Dün gece, AK Parti'nin kapatılması davasının tartışıldığı CNNTurk'teki tartışma proramı Tarafsız Bölge'de Ahmet Hakan, konuklardan Nuray Mert'in hışmına uğradı.
Ahmet Hakan kendi programıda fırça yedi. CNNTurk'te yayınlanan Tarafsız Bölge'de bu kez AK Parti'nin kapatılması masaya yatırıldı.
Konuklar arasında Hürriyet Gazetesi'nden Oktay Ekşi, eski bakanlardan Hikmet Sami Türk, Yargıtay eski Başsavcısı Vural Savaş, gazeteci Ekrem Dumanlı ve Nuray Mert, Prof dr. Levent Köker de katıldı. Programda konukların sürekli konuşmasını keserek başka bir konuyu gündeme getirmesi konuklardan Nuray Mert'in tepkisini çekti . Prof. Dr. Levent Köker'in Avrupa'da parti kapatmayla ilgili süreci anlatması ve Türkiye'de kapatılman partiler yüzünden AİHM'nin Türkiye'yi suçlu bulmasıyla ilgili konuyu anlattığı sırada Ahmet Hakan konuyu değiştirmek istedi. Araya giren Nuray Mert, Ahmet Hakan'a karşı çıkarak insanları konuk etmek için yalvarıyorsunuz buraya gelince de konuşturmamak için herşey yapılıyor dedi.

Iğdır'da 11 PKK yandaşı tutuklandı



Iğdır'da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde DTP binası önünde yapılan gösteride PKK terör örgütü lehine slogan atan 12 kişiden 11'i, çıkarıldıkları adli makamlarca tutuklandı.

Iğdır Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Küçük'ten alınan bilgiye göre, Dünya Kadınlar Günü'nde Demokratik Toplum Partisi (DTP) binası önünde gerçekleştirilen organizasyonda PKK terör örgütü lehine slogan attıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 12 kişi, bugün 'suçu ve suçluyu övme', 'toplumun bir kısmını diğer kısmına alenen tahrik etme, ırk ayrımı yaparak tahrik etme' suçlarından mahkemeye çıkarıldı. Şahıslardan 11'i tutuklanırken, yaşı küçük olan biri serbest bırakıldı.
Öte yandan, Başsavcısı Mustafa Küçük, söz konusu çalışmada emeği geçen polis ve jandarma ekiplerine teşekkür etti.

AK Parti'nin karşı formülü hazır



AK Parti'nin hukukçu kurmayları, partiye açılan kapatma davasına karşı formül arayışlarını şekillendiriyor. Bazı formüller, 'Biz varız' diyen MHP'ye götürülecek.
AKP’nin hukukçu kurmayları, parti kapatma yöntemi ve ’odak olma’ şartlarını yeniden düzenleyen Anayasa düzenlemesi için, bugün de çalışmalarına devam etti.
AKP Grubunda hukukçu milletvekilleri gün boyunca teknik çalışmalar üzerinde formül arayışlarını sürdürdü. AKP, kapatma davasıyla ilgili sürece ilişkin formül arıyor. Daha önce “mini Anayasa paketi” hazırlığı yapan AKP kurmaylarının, henüz bu konudaki teknik çalışmaları olgunlaştırmadıkları öğrenildi. AKP'de, kapatma davasıyla ilgili birkaç formül üzerinde duruluyor.
Daha önce kapatılan partilerle ilgili dava dilekçe ve sonuçları üzerinde inceleme yapan AKP’li kurmaylar, anayasalarında parti kapatmaya yer veren Almanya, Portekiz, İspanya ve İtalya’daki hukuk normları ve uygulamalar üzerinde çalışıyor.
AKP yöneticileri, üzerinde çalıştıkları bazı formülleri MHP’ye götürecek. MHP’nin de, AKP'den gelen önerileri masaya yatıracağı ve parti içinde tartışacağı belirtiliyor

Erdoğan, Seyit Onbaşı'yı ihbar etti!




Başbakan Erdoğan, AK Parti hakkında açılan kapatma davasıyla ilgili Çanakkale Savaşı kahramanlarından Seyit Onbaşı'yı örnek göstererek ilginç çağrı da bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti hakkında açılan kapatma davasıyla ilgili yaptığı konuşmada, Çanakkale Savaşı kahramanlarından Seyit Onbaşı'yı örnek göstererek, "Seyit Onbaşı'yı Seyit Onbaşı yapan imanıdır. Hadi onu da inkar etsinler, hadi ona da laikliğe aykırı desinler" dedi.
Çanakkale Deniz Zaferi'nin 93. yıldönümü etkinlikleri ile bazı açılışlara katılmak üzere Çanakkale'ye gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, akşam saatlerinde Kolin Hotel'de il teşkilatı ile düzenlenen yemekli toplantıya katıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, Çanakkale'nin geçilmezliğinde önemli bir yere sahip olan Seyit Onbaşı'dan örnek vererek, "Bakınız; Seyit Onbaşı'yı Seyit Onbaşı yapan imanıdır. Hadi onu da inkar etsinler, hadi ona da laikliğe aykırı desinler" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, CHP'yi de eleştirerek, "Onların bir dikili ağacı bile yok" dedi.
Yerel seçimler konusunu da değinen Başbakan Erdoğan, "Önümüzdeki 18 Mart, seçim kampanyasına denk geliyor. Onun öncesi ya da sonrasında seçim olabilir. Bu yüzden önümüzdeki 18 Mart'ı böyle değerlendirme fırsatı bulamayabiliriz" ifadelerini kullandı. Başbakan Erdoğan, konuşmasında İstiklal Marşı'nı da örnek göstererek, "Bizi böyle değerlendirmek istiyorlarsa İstiklal Marşı'nın 10 kıtasını okuyup iyi anlasınlar. Ondan sonra bize söz söylesinler" dedi.
Konuşmanın ardından AK Parti'ye yeni katılan belediye başkanları ile meclis üyelerine rozetlerini takan Başbakan Erdoğan'a, İl Başkanı Cihat temiz tarafından bir vazo hediye edildi.

'Gerçek cehennem Türkiye ve Yunanistan'



İspanya 1. Futbol Ligi'nde bu sezonun en süpriz takımı olan Getafe'nin Danimarkalı Teknik Direktörü Michel Laudrup, futbolda deplasmanda oynanan maçlarda, ''gerçek cehennemin, İstanbul veya Yunanistan'da oynamak'' olduğunu söyledi.

Kral Kupası yarı final rövanş maçında yarın deplasmanda Racing Santander ile karşılaşacak Getafe, ilk maçtaki 3-1'lik üstünlüğünü korumaya çalışacak. Maç öncesi bugün bir basın toplantısı düzenleyen Laudrup'a, Racing deplasmanın zor olup olmayacağı futbolda çok kullanılan ''cehennem'' terimiyle sorulurken, Danimarkalı teknik adam, ''Yarı finalden söz ediyoruz. Racing tarihinde ilk kez finale çıkma şansına sahip ama oynayacak olanlar futbolcular. Artısı yok. Cehennem gibi bir ortamdan söz edemeyiz. Cehennem, İstanbul'a veya Yunanistan'a gitmektir, 80 bin kişiye karşı düşmanca bir ortamda oynamaktır'' cevabını verdi. VILLARREAL'İN YENİ HEDEFİ DOSSEVİBu arada, Türk futbolcu Nihat Kahveci'nin formasını giydiği Villarreal, gelecek sezon için kadrosuna Fransa'nın Le Mans takımında forma giyen Mathie Dossevi'yi katmaya çalışıyor. Fransız ve İspanyol basını Le Mans'ın 20 yaşındaki genç orta saha oyuncusu Dossevi'yi uzun zamandır Villarreal'in izlediğini yazdı. ''Geleceğin Ribery'si'' denilen ve gelecek vaat eden futbolcuların başında gösterilen Dossevi'nin, gelecek sezon Şampiyonlar Ligi'nde mücadele etme hedefini öngören Villarreal için çok önemli bir transfer olabileceği belirtiliyor. Öte yandan, Villarreal'in, Fransız ortasaha oyuncusu Robert Pires'in geleceğine ilişkin görüşmeleri devam ettirdiği bildirildi.

Kocaseyit, mezarı başında anıldı




Attığı top mermisiyle İngilizlerin ünlü gemisini batıran ve Çanakkale Savaşları'nın seyrinin değişmesine vesile olan Topçu Onbaşı Koca Seyit, memleketi Havran'ın Kocaseyit Köyünde anıldı.

Seyit Onbaşı'nın doğduğu Balıkesir'in Havran ilçesinin Kocaseyit köyünde yapılan törene Balıkesir Valisi Selahattin Hatipoğlu, 19. Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Ömer Pac, Havran Kaymakamı Fatih Genel Havran Belediye Başkan Vekili Levent Gölkalp, Büyükdere Belediye Başkanı Hüseyin Asarlı, Kadıköy Belde Belediye Başkanı Sezgin İnan, mülki idari amirleri, siyasi parti temsilcileri, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı. 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 93. yılı nedeni ile Kocaseyit Köyünde gerçekleştirilen törende Çanakkale Savaşları Kahramanı Kocaseyit'in kabrinin ziyareti ile başladı. Kabir ziyaretinde Vali Selahattin Hatipoğlu, Kocaseyit'in mezarına bir buket çiçek koyduktan sonra saygı duruşunda bulundu. Okunan Kur'an-ı Kerim ve dualardan sonra Kocaseyit Anıt alanında saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması sonrası günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan Vali Hatipoğlu, "93 yıl önce Çanakkale'de savaşarak bizim bu günlere yaşamamızı sağlayanlara bir kez daha burada şükran ve minnetle anıyoruz. Bizim görevimiz daha güzel yarınları gelecek nesillere bırakmaktır" dedi. Daha sonra Havran Kaymakamı Fatih Genel Başta, vali ve tugay komutanı ve belediye başkanlarına Kocaseyit'in resmi bulunan tablolardan hediye etti ve Havran Kaymakamlığı'nca bütün ülke genelinde düzenlenen Kocaseyit Konulu 1. Ulusal Şiir yarışmasında dereceye girenlere ödülleri verildi. Programda, 276 kiloluk top mermisini sırtlayıp ateş eden ve İngilizlerin batırılamaz dediği Oceon zırhlısını sulara gömüp, Çanakkale Savaşı'nı sona ermesinde büyük rolü olan Topçu Onbaşı Seyit Çabuk'un anıt alanına dikilen 'heykelinin' açılışı ve resim sergisinin gezilmesinden sonra Kocaseyit Anıtı Çevre Düzenleme Projesinin tanıtımı sonrası, Kocaseyit'in torunlarının ziyaretiyle program son buldu.

Olmayan kurs gerekçe sayıldı




Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya'nın hazırladığı iddianamede, TBMM mescidinde Kur’an Kursu açıldığı iddiası var. Bu iddianın kaynağı ise Arınç'ın döneminde yalanlanan bir habere dayanıyor.
Çok bilinen bir hikâye olmasına rağmen, tam yerine rast geldiği için yeniden yayınlamakta herhalde bir sakınca olmaz... Hikâye dediğim; "kurt ile kuzu"nun hikâyesi... Malûm, "kurt"un biri dereden su içerken, uzaktan "minik bir kuzu" gelmiş yanına... Tam su içmeye eğilmiş ki; kurt, "suyumu bulandırıyorsun" demiş... Minik kuzu, yumuşak bir sesle; "Ama kurt amca; sen yukarıdasın, ben aşağıdayım, suyunu nasıl bulandırabilirim ki?.." demiş... Kurt, "kuzu haklı" demiş; "Onu yemek için bir başka sebep bulmalıyım"... Derken, aklına gelmiş; "Ama geçen yıl, işte şuradaydın ve suyumu bulandırmıştın!"... Kuzu, "imkânsız" demiş; "Burada olmam imkânsız... Çünkü geçen yıl, ben henüz doğmamıştım bile!"... Kurt, "eyvah" demiş; "baltayı yine taşa vurduk... En iyisi mi, daha inandırıcı bir sebep bulayım!"... Bulmuş da... "Tamam, şimdi hatırladım" demiş; "Geçen yıl suyumu bulandıran senin annendi!.. Ha sen, ha senin annen!.. Ne farkeder ki?.. Boşuna çabalama?.. Ayağıma kadar gelmişken, hiç bırakır mıyım seni?.. Yaklaş yanıma!.. Şurada, hiç kimse yokken, bir güzel parçalayıp yiyeyim seni!" Dedim ya, tam yerine rast geldi, ben de bu hikâyeyi anlattım... Zira, "günün mânâ ve ehemmiyeti"ne en uygun hikâye bu!.. Görüyorsunuz ya; Kurt, "kuzuyu yemeyi" kafasına koymuşsa, "bahane üstüne bahane" uyduruyor!.. Kuzunun "suyun aşağısında" bulunmasının, dolayısıyla suyu bulandırmasının imkânsız olmasının hiç önemi yok!.. "Geçen yıl henüz doğmamış olması"nın da hiçbir önemi yok!.. "Kuzuyu yemeyi" kafasına koymuş ya, "anne"sini bahane gösteriyor!.. O da olmasaydı; Herhalde "başka bahaneler" bulurdu!.. TBMM’DE OLMAYAN KUR’AN KURSU! İşte bu hikâye, Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın AK Parti hakkında açtığı "kapatma dâvâsı"nda kaleme aldığı "iddianame" ile birebir örtüşüyor!.. Dikkat ettiyseniz; Başsavcı'nın iddialarında "somut olaylar"dan ziyade, "medya haberleri"ne dayalı, yalanlanmış "soyut iddialar" var!.. Hem de, "olmayan şeyler"le ilgili iddia!.. Alın size, muhabirimiz Kenan Kıran'ın ortaya çıkardığı çarpıcı bir örnek... Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya, hazırladığı iddianamede, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) mescidinde Kur’an Kursu açıldığını öne sürmüş!.. İddianamenin 57. sayfasında, “Bülent Arınç’ın başkanlığını yaptığı TBMM’nin mescidinde Kur'an Kursu açıldığının yazılı basında yer aldığı” belirtiliyor. Söz konusu iddia, Meclis Eski Başkanı Bülent Arınç’ın, laikliğe aykırı 5. eylemi olarak gösterilmiş. Gelin, görün ki; TBMM mescidinde Kur’an Kursu açıldığına yönelik kartel gazetelerinde yer alan haber, hem dönemin Meclis Başkanı Bülent Arınç, hem de Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yalanlanmıştı. Bülent Arınç, 3 Temmuz 2005 tarihinde, CHP Denizli Milletvekili Mehmet U. Neşşar’ın, “TBMM kampüsünde yer alan Cami’de Kur’an Kursu açıldığına” ilişkin soru önergesini cevaplandırmış ve “Yaz Kur’an Kursu açma yetki ve görevi Diyanet İşleri Başkanlığı’na ait olup, TBMM Başkanlığı’nın yaz Kur’an kursu açması söz konusu değildir. Şu anda TBMM kampüsünde Diyanet İşleri Başkanlığı’nca açılmış bir yaz Kur’an Kursu yoktur” demişti. Ama, Başsavcı ne demiş; "Başkanlığını yaptığı TBMM'nin, mescidinde Kur'an Kursu açıldığının yazılı basında yer aldığı..." (Ek, 60) Tamam, "yazılı basın"da yer almış... Üstelik, CHP'li milletvekili tarafından "soru önergesi" de verilmiş!.. İyi, hoş da; Bu iddiaların "asılsız" oluğu da açıklanmış birader!.. Bu, "ne saçma suçlama"dır ki; "gazete kupürleri" delil olarak kabul edilmiş ama "Arınç'ın cevabı"na hiç yer verilmemiş!.. Bence, "sadece bu sebeple" bile, bu iddianame "yok hükmünde" sayılıp, hemen çöpe atılmalıdır!..

Yunan Kilisesi'nden şaşırtan açıklama



Yunanistan Kilisesi, Hıristiyan bir erkek ile kadının kilisede nikahlanmadıkları sürece, resmi nikah ya da başka bir anlaşma ile de evlenmiş olsalar, bunun "fuhuş" anlamına geldiğini açıkladı.
Son günlerde Kostas Karamanlis hükümeti yeni bir kanun tasarısı düzenleyerek, evli olmayıp beraber yaşayan çiftlerin berberken doğacak çocuklarını koruma altına alan bir teklif sundu. Bu kanuna tasarısına göre çiftler, aralarında sadece bir anlaşma imzalayarak çocuğun haklarını koruma altına alabiliyor.
Yıllardır Hıristiyan çiftlerin resmi nikah kıymalarına karşı çıkan Yunan metropolitler, bu teklif üzerine Atina Metropol Kilisesi'nde toplanarak, konuyu değerlendirdi. Toplantıdan sonra yapılan açıklamada "Hıristiyanların İncil'de belirtilen kanunlara uymaları gerektiği" hatırlatıldı.
Ancak tepkiyi toplayan esas cümle, açıklamanın sonunda geldi; "Kilisenin tanıdığı tek nikah Ortodoks kanunlarına göre yapılan dini nikahtır. Bu nikah haricinde yaşanan evlilik durumları fuhuştur."
Yunanistan Adalet Bakanı Kostas Hacidakis ise devletin, serbest şekilde beraber yaşayan çiftlerin doğacak çocuklarının korunması mahiyetinde bu kanunun ortaya çıktığını ve hükümetin bu konuda kararlı olduğunu açıkladı. Komünist Parti, Kilise'nin bu tutumunu yobazlık olarak nitelendirdi.
Öte yandan 1981 yılına kadar Yunanistan'da resmi nikah kavramı yoktu ve devlet yalnızca dini nikahları tanınmaktaydı. Zamanın başbakanı Andreas Papandreu, Kilise ile büyük ideolojik çatışmaya girerek "resmi nikah" kavramın ülkeye getirdi.
Ancak kilisenin baskısı ile "resmi nikah" zorunlu olmadı. Sadece kilisede kıyılan nikah, devlet tarafından tanınırken, dini nikah istemeyen çiftler ise yalnızca "resmi nikah ile evliliklerine devam edebiliyor. Ancak resmi nikah ile evlenen çiftlerin çocukları, çiftin dini nikah kıymaması sebebi ile bazı papazlar tarafından vaftiz edilmiyor.
İHA

Genç Siviller başsavcıyı şikayet etti




''Genç Siviller Hareketi'', Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya hakkında ''görevi kötüye kullanma'' iddiasıyla Yargıtay Başkanlığına şikayette bulundu. Grup üyeleri, Yargıtay Başkanlığı önünde toplanarak bir süre sessizce bekledi.


Daha sonra grup adına yapılan açıklamada, ''Yalçınkaya'nın demokrasiye büyük bir darbe vurduğu'' savunularak, ''Zorlama delil tesis etme'' yoluyla AK Parti hakkında kapatma davası açmasının ''görevi kötüye kullanma'' olduğu ileri sürüldü. Grup üyeleri, daha sonra şikayet dilekçelerini Yargıtay Başkanlığına sundu. Dilekçede, ''Danıştay'a yönelik saldırı davasının gerekçeli kararı yazılmadan, sanıklara verilen hüküm kesinleşmeden ve temyiz aşamasında, mütalaa istenmek için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının önüne geleceği bir zamanda, davanın sanığının sözlerinin kapatma davasına delil olarak sunulmasının, Başsavcılığın dosyayı görmeden mütalaasını verme kabul edileceği'' savunularak, ''Bunun görevi kötüye kullanma suçu kapsamında olduğu'' öne sürüldü. Dilekçede, Yalçınkaya'nın ''zorlama delil tesis etme yoluyla görevini kötüye kullandığı'' iddia edildi.


Bu Kuran'ı Kerim'i halka kim dağıttı
Bu Kur'an-ı Kerim'i halka dağıtan Belediye Başkanının adı AK Parti'yi kapatmak için hazırlanan dosyada yok. Çünkü o ne AKP'li ne de artık belediye başkanı. Sizce kim?


Ersin Çelik'in haberi Kuran’ı Kerim dağıttı diye 5 yıl siyasi yasak istenene İbrahim Karaosmanoğlu’ndan önce, Kocaeli’nde belediye başkanlığı yapan CHP’li Sefa Sirmen’in de başkanlığı döneminde Kuran’ı Kerim dağıttığı ortaya çıktı. Kocaeli Müftülüğü’nün talebi ile yaz döneminde Kuran’a geçen öğrencilere dağıttığı 5000 adet Kuran’ı Kerim, AK Parti’nin kapatılma gerekçesi olarak sayılırken, CHP’li Sefa Sirmen’in İzmit Belediye Başkanı olduğu dönemde, 1993 yılında hacca giden Kocaelileri Kuran’ı Kerim dağıttığı ortaya çıktı. Fakat Sirmen için hiçbir işlem yapılmamış. İbrahim Karaosmanoğlu’nun bu hareketini laikliğe karşı eylem olarak değerlendirip, Karaosmanoğlu hakkında 5 yıl siyasi yasak talep eden Başsavcı, aynı ilin önceki Belediye Başkanı olan CHP’li Sefa Sirmen’in dağıttığı Kuran’ı Kerimleri görmezden gelmesi kafalarda soru işareti bıraktı. 1994 yılında Belediye Başkanı olduğu İzmit’in Büyükşehir Belediyesi statüsü kazanmasıyla ilk yerel seçimlerde İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı olan Sefa Sirmen’in Kuran’ı Kerim dağıtmaya her sene rutin olarak devam ettiği öğrenildi. Başsavcı Yalçınkaya’nın iddianamesinde yer alan “AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’nun, 2006 tarihinde üzerinde kartviziti ve AKP logosu bulunan 5.000 adet Kuran-ı Kerim’i Büyükşehir amblemini taşıyan çantalar içerisinde belediye personeli aracılığıyla kentte dağıttırdığı…” şeklindeki suçlamanın, bir yerel gazetedeki yalan haberden yola çıkarak yapıldığı ifade ediliyor.Konu ile ilgili yaptığımız araştırmada, Başkan Karaosmanoğlu’nun Kuran’ı Kerimleri 5000 adet ve üstünde kartviziti varken dağıtmadığı, 500 adet ve kartvizitsiz dağıttığı, haberi yapan Bizim Kocaeli Gazetesi’nin de mahkeme yolu ile yalanladığı belirtildi.Öte yandan, Karaosmanoğlu Kuran’ı Kerimlere kartvizitini iliştirdiği iddia edilip suçlanırken, Sefa Sirmen’in Kuran Kerimlerin üzerine ofset baskı ile adının yazdırması da dikkat çekti. Şu anda Kocaeli CHP İl Başkanı olan eski belediye başkanı ve milletvekili olan Sefa Sirmen'le konu ile ilgili görüşmek istedik, fakat Sirmen miafirleri olduğunudan dolayı daha sonra konuşmak istediğini söyledi. Kocaeli'de CHP'li Belediye Baykanı Sefa Sirmen'in halka dağıttığı Kuran'larla İbrahim Karaosmanoğlu’nun dağıttığı Kuran'lar arasında bir fark yok. Farkı nedir derseniz. Cevabı basit: Partisi!
KONUYLA İLİŞKİLİ HABER
Karaosmanoğlu: İncil de Tevrat da dağıtırımKocaeli’nin ilçe ve belde belediye başkanları, Yargıtay iddianamesinde adı geçen Başkan Karaosmanoğlu’nu ziyaret etti ve destek verdi. Konunu sapıtıldığını söyleyen Karaosmanoğlu, sadece Kur'an değil, isteyen olursa İncil de Tevrat da Zebur dağıtırım diye konuştu.
Karaosmanoğlu: Kuran'dan korkulmazYargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından açılan AK Partinin kapatılma davasında 5 yıl süre ile siyaset yasağı istenen Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu'na belediye başkanlarından destek ziyareti.
Başsavcı Kuran'ı Kerim'e de karşı!AKP’nin kapatılması için Mahkeme’ye başvuran Başsavcı Yalçınkaya, Müftülükle ortak Kuran’ı Kerim dağıtan Kocaeli Belediye Başkanı için de 5 yıl yasak istedi. Peki başkan ne dedi?

Zeki Sezer üniversitede tostçuyla tartıştı
Kadir Has Üniversitesi Hukuk Kulübü tarafından düzenlenen ''Liderler Kadir Has'ta buluşuyor'' zirvesine DSP Genel Başkanı Zeki Sezer konuk oldu. Sezer ile üniversitenin büfesinde çalışan bir kişi arasında tartışma yaşandı. "Türkiye'nin Dünü, Bugünü ve Yarını" konulu bir konuşma yapan Sezer, öğrencilerin de sorularını yanıtladı. Soruların yanında eleştirilerin de olduğu soru-cevap bölümünde en ilginç ve sert diyalog üniversitenin çevresinde bir büfede tostçu olarak çalıştığı öğrenilen Muharrem isimli bir esnaf ile Sezer arasında yaşandı. AKP'nin başbakanın "elhamdülillah" hitabı nedeniyle kapatılmasının doğru olmadığını söyleyen, üniversitelerde türbanın serbest olmasının demokrasi gereği olduğunu savunan ve Sezer'i buna destek olmamakla suçlayan esnaf, Sezer'i sinirlendirdi. Esnaf'ın, Sezer'in yanıt verdiği sırada cevabını onaylamadığını ima eden bir el işareti yapması Sezer'i çileden çıkardı ve bu el hareketi ile cevap vermeyeceğini belirterek, hareketin saygısızca olduğunu dile getirdi ve "Sen haddini bileceksin, Herkes haddini bilecek, ben de bileceğim" diyerek konuşmasını sonlandırdı. Daha sonra bir üniversite öğrencisi kalkarak Sezer'i üslubunu eleştirdi. Yine bir üniversite öğrencisi en çok dış borcun DSP'nin başında olduğu koalisyon hükümeti döneminde olduğunu, İMF ile imza atıldığını ve GAP projesinin tamamlanmadığını söyleyip eleştirmesi üzerine Sezer, başa geldiklerinde 550 milyar dolar borç ve bunu yapmakta mecbur olduklarını anlattı. Sezer, biz 3 buçuk yılda çözemedik diye asın bizi ama bu hükümet 5 yıldır çözemiyor" diyerek hükümete yüklendi. Sorular giderek eleştirel olunca zaman zaman Sezer'in alnındaki terleri sildiği görüldü.

Bugün seçim olsa




Ali Kırca yönetimindeki Show Haber seçim anketi düzenledi. 264 bin kişinin katıldığı oylamada çarpıcı bir sonuç çıktı.
Kapatma davasının ardından halkın siyasi partilere olan bakışını anlamak adına Show Ana Haber seçim anketi yaptı. "Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?" şeklinde sorunun yöneltildiği anket SMS yoluyla yapıldı. 264 bin 840 kişi oy kullanırken sonuçlar, canlı yayında Eyüp 4. Noteri 1. Başkatibi gözetiminde açıklandı. İddianameye tepki oylarıyla AK Parti'nin oyunu ciddi derecede artırdığı gözlendi.
AK Parti: 70
CHP: 18
MHP: 6
DTP: 4


Vural Savaş rezil oldu
18 Mart 2008 Salı 10:18
Fatih Altaylı'nın Teke Tek programına konuk olan Savaş, Akbil davasını gündeme getirdi.
Vural Savaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere birçok milletvekilinin milletvekili oldukları için, Üsküdar'da yargılanamadığını, kapatmanın gerçekleşmesi durumunda bu isimlerin yargının karşısına çıkacağını söyledi.Savaş'ın bu iddiası, İnternet hızıyla yalanlandı. Programa e-posta atan Başbakanlık Basın Sözcüsü Akif Beki, şu açıklamayı yaptı:-Sayın Vural Savaş'ın iddia ettiği gibi bir dava yoktur. Akbil davasında yargılanan herkes milletvekili olmadan önce mahkemede beraat etti. Buna Başbakan Erdoğan da dahildir. Fatih Altaylı'yı dikkatle dinleyen Vural Savaş, geri adım attı ve bu konuda Tercüman Gazetesi'ni kaynak gösterdi. -Yanılmış olabilirim, öyleyse özür dilerim.Düşünün artık, Türkiye'de insanlar böyle karalanıyor. Türk hukukunda çok önemli yerlerde bulunan Vural Savaş gibi bir isim, doğru olup olmadığını araştırmadan, gazetede okuduğu bir haberi doğruymuş gibi dillendirebiliyor. Ama hiçbir şey eskisi gibi değil artık, İnternet anında her şeye cevap verebilecek hızda. Akif Beki de öyle yaptı.
changeTarget(document.getElementById("news_content"))